Murat Padak | Kişisel Web Sayfası

Sıra Kur’an’a geldi

Sıra Kur’an’a geldi

Bugünlerde Kur’an ile ilgili bir çok yazı, görüş, paylaşım, iddia dolaşmaktadır. Bir çok yazının kaynağında bazı profesörlerin olması ve anlaşmış gibi benzer konuları gündeme getirmeleri ya da gündemde tutmaları da düşündürücü. Akıllarda kalan ise Kur’an’ın da eleştiriye açık olması gerektiği, Kur’an’ın güncel değerinin olup olmadığı, Kur’an’ın bile ihtilaftan hali olmadığı gibi izlenimi kalmaktadır.

1- Kur’an’ın tertibinin yeniden yapılması
2- Bazı ayet ve sûrelerin Kur’an’dan çıkarılması
3- Kur’an’ın hazreti peygamberin sözleri olduğu iddiası ve bu iddiadan dolayı Kur’an’da lafzi hataların bulunduğu iddiası
4- Ayetlerin yerlerinin düzensiz olduğu iddiası
5- Sûrelerin yeniden tertip edilmesi gerektiği
6- Kıssaların hayali olaylar olduğu iddiası
7- Kur’an’da geçen bazı peygamberlerin ve kavimlerin hayali olduğu iddiası
8- Kuran’daki hükümlerin tarihsel olduğu iddiası
9- Kur’an’ın da ilave ve noksanlıktan münezzeh olmadığı iddiası
10- Kur’an’daki tasvirlerin gerçek olmadığı iddiası
11- Kur’an’ın hadislerden bağımsız bir şekilde yeniden tefsir edilmesi gerektiği
12- Kur’an’ın bir kısmının Cebraile, bir kısmının da Allah’a ait olduğu iddiası

Tüm bu konuları İlahiyat alanında profesörlerin gündeme getirmesi ve sosyal medya aracılığıyla herkese servis etmeleri müslümanların Kur’an’a olan güvenlerini sarsmaktadır. Zaten hadisler konusunda istedikleri güvensizliği yeteri kadar yaydılar. Artık cahil cühela bir çok kişi hadis kelimesini bile duyunca hemen tavır yapmakta ve hadislerin dini bir değerinin olmadığını düşünmektedir.

Malesef bir çok kişi şuan Kur’an’ı ciddi anlamda eleştirmekte ve bazı kişilerin makale, tez, videolarını da delil olarak göstermektedirler.

Buna çanak tutan ve din adamı vasfını taşıyan kişiler İslam dininin temellerine dinamit koymaktadır. Kendi akademik köşelerinde pis pis sırıtıp piyasada kendilerinden bahsedildiğini duydukça akademik tatminliğin tadına varmaktadırlar.

Bana hadisle gelmeyin diyen bu adamlara artık Kur’an ile de gitmenin bir anlamı kalmamıştır. Ayetleri tevil eden alimleri insafsızca eleştiren bu zevat, kendi iddialarına aykırı ayetleri tevil veya tahrif etmekten asla geri durmuyorlar. Hatta kimi zaman tevile çare olmayınca “bu ayet olamaz” demekten de geri durmuyorlar.

Bu kimselerin yaptığı Kur’an okunurken gürültü yapmaktan ibarettir. Maksat kafalar karışsın, maksat Kur’an doğru anlaşılmasın. Aynen Fussilet Sûresi 26. ayette geçtiği gibi.

Bu kimseleri akademik ünvanları nedeniyle savunmak, onlara cevap vermeyi gereksiz bulmak, meseleyi önemsiz zannetmek de tehlikenin başka bir boyutudur.

Münafıklar, tüm düşmanların en tehlikelisidir. Kur’an yüzlerce ayette münafıklardan bahseder. Onların adını vermese de yaptıklarını anlatarak onlara karşı dikkatli olmamız gerektiğini anlatmaktadır.

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem döneminde Mescid açacak kadar ileri giden münafıklar bugün sadece mescit açmakla yetinmemiştir. Akademik ünvanlar, dini kurumlar, dini yayınlar, dini siteler açarak münafıklığı güncellemişlerdir.

Büyük ve önemli hocalarımıza büyük görevler düşmektedir. Tüm hocalarımızı bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum.

Murat PADAK
Diyanet Eğitim Merkezi Eğitim Görevlisi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz