Murat Padak | Kişisel Web Sayfası

Kurban Risalesi

Kurban Risalesi

Kurban Risalesi[1]

Tarihçesi

Kurban, Hz. Adem’in oğulları Habil ve Kabil arasındaki Allah’a yakın olma çekişmesinin sonucunda Kabil’in Habili öldürmesiyle başlamış, peygamberlerin atası İbrahim Peygamberin oğlu İsmail’i Kurban etmek istemesiyle devam etmiş ve nihayet İslam inancında yılda bir defa zilhicce ayının onuncu gününden itibaren üç günlük süre içerisinde evcil hayvanlardan davar, sığır ve deve cinsinden hayvanların kesilmesiyle de son şeklini almıştır.

Kurban ibadetinin hükmü

Hanefilerde:

İmam Azam: vacip olduğunu benimserken, İmameyn ise bunun müekked sünnet olduğu kanaatini taşırlar. Hanefilerde fetva İmam Azamın görüşüne göre alınmıştır.

Şafilerde başta İmam Şafii olmak üzere tüm ehli ilim müekked sünnet olduğunu belirtirler.[2]

Hanefilerde aynı çatı altında yaşayan mükelleflerin her birine Kurban vacip iken, Şafiilerde aile reisinin kesmesi yeterlidir.[3]

Kurban kimlere vacip veya sünnettir?

Hanefilerde:

Bir kimsenin kurban kesmekle yükümlü olabilmesi için dört şart aranır:

  1. Müslüman olmak.
  2. Akıllı ve bulûğa ermiş olmak. Ancak küçüklerin yerine ise veli veya vasi onların yerine onların malından keser.[4]
  3. Yolcu olmamak, yani mukim olmak.
  4. Belirli bir malî güce sahip bulunmak. Hanefî mezhebine göre, kurban kesmeyi vacip kılan zenginliğin ölçü­sü, zekâtta ve fıtır sadakasında aranan zenginlik ölçüsüyle aynı olup kişinin borçlan ve aslî ihtiyaçları dışında 20 miskal (85 gr.) altına, ya da buna denk bir paraya veya mala sahip olmasıdır.[5]

Şafiilerde:

Kurban kesmekle mükellef olanlar,

  1. a) Müslüman olmak.
  2. b) Akıllı ve ergenlik çağında olmak. Küçük çocuklara sünnet olmadığı gibi, veli veya vasinin onlar adına kesmesine de gerek yoktur.
  3. c) Kurban kesmeye maddi güç yetirmektir.

Şafiilerde yolcu kimseden bu ibadet sakıt olmaz.

Maddi gücün miktarı ise Kurban bayramı günleri için kendisi ve bakmakla mükellef olduğu kimselerin nafakasından fazlalığın bir kurban almaya yetecek kadar olmasıdır.[6]

Ancak iki sebepten dolayı kurban kesmek vacip/farz olur.

  1. a) Kurban edilmeye elverişli bir hayvana işaretle, ‘Bu benim kurbanımdır.’ veya “Bu hayvanı kurban edeceğim’ gibi ifadelerde bulunulursa o hayvanın kurban edilmesi farz olur.
  2. b) Allah’a yaklaşmak amacıyla, ‘Kurban kesmek bana borç olsun’ diye­rek adak adayan kimseye de kurban vermesi farz olur.[7]

Şartları

  1. Dinen kurban olarak kesilmesi kabul edilmiş hayvan türleri şunlardır: Koyun, keçi, sığır, manda ve deve. Kurbanın geçerliliği açısından bu hayvanların erkek veya dişi olması arasında fark yoktur. An­cak koyunun erkeğinin, diğerlerinin ise dişisinin kesilmesi daha faziletli görülmüştür.
  2. Koyun ve keçi cinsinden hayvanlar bir yaşını doldurduktan sonra kurban edilebilir. Sığır ve manda cinsinden hayvanlar iki yaşını, deve ise beş yaşını ta­mamladıktan sonra kurban olarak kesilebilirler.
  3. Kesilecek hayvanın kurban olmaya engel bir kusurunun bulunmama­sı gerekir.
  4. Kurbanın sahih olabilmesi için belirlenmiş vakit içinde kesilmesi ge­rekir.
  5. Kurbanın ibadet niyetiyle kesilmesi şarttır.[8] Hanefilerde ortakların tamamı bu niyeti taşıması gerekir. Şafiilerde bu şart değildir. Et için ortak olanların da kurbanı geçerlidir.[9]

Kesilmesi caiz olmayan hayvanlar

Müttefekun aleyhi olanlar dört tanedir.

  1. İki gözü veya bir gözü kör,
  2. Topal olan,
  3. Aşırı derecede zayıf olan,
  4. Görünür hastalığı olan.

Bu hayvanlar dört mezhebe göre kurban olmazlar.[10]

Hanefiler bunlara ilaveten:

  1. Kulağının veya kuyruğunun yarıdan fazlası veya memelerinin başları kopmuş,
  2. Kulakları veya kuyruğu yaratılışında bulunmayan bir hayvan kurban olamaz.
  3. Şaşı olan,
  4. Dişlerinin çoğu dökülmüş olan
  5. Burnu kesilmiş olan,
  6. Necaset yiyen,[11]

Boynuzu olmayan veya kırık olan, uyuz veya burulan veya otlanabilmesine engel olmayacak kadar deli olmayan hayvan kurban olur.

Bu ayıplar alım öncesine aittir. Eğer aldıktan sonra bu ayıplar ortaya çıkarsa Zengin kimse onu değiştirir, Fakir kimse ise onu kurban eder.

Şafiilerde

  1. Kuyruğu, burnu, dili ve kulağı kesik olan.
  2. Deli veya uyuz olan.

Boynuzu olmayan ve boynuzu çıkmış, noksanlığı az olan, kulağı yarılmış veya delinmiş, yemesine engel olmayacak kadar dişi dökülmemiş olan hayvan en sahih kavle göre kurban olabilir.

Şafiilerde temel ilke: hayvanın etinden eksilten nedenler kurban kesilmesine de manidir.[12]

Kurban Kesme zamanı

Bayram günü bayram namazının kılınması ile başlar.

Hanefilere göre üçüncü günü akşamına kadardır. Hanefi mezhebinin bir görüşüne göre geceleyin kurban kesmenin mekruh olması Kurban keserken yaralanma, yeteri kadar aydınlık sağlayamamaya bağlandığı için bu tedbirler göz önüne alındığı takdirde gece kesilmesindeki kerahet ortadan kalkar.[13]

Şafiilerde ise dördüncü günde de kurban kesilir.

Bayram namazı kılınmayan yerlerde ise bayramın birinci günü güneşin doğmasıyla başlar.

Kurban kesiminde beş şey sünnettir:

  1. Eûzu Besmele çekmek,
  2. Peygamber (s.a.v.)’e salâvat getirmek.
  3. Hayvanı kıbleye yöneltmek.
  4. Besmeleden önce veya sonra üç defa tekbir getirmek.
  5. Kabulü için duada bulunmak.

Kurban Keserken Besmelenin Terk edilmesi

Hanefiler: Kesilen bütün hayvanların helâl olması için, keserken besmele çekil­mesi şarttır. Kesilen hayvan, kurbanlık olsun olmasın, keserken besmele çekmek şarttır. Kurbanı, kasıtlı olarak besmele çekmeksizin kesen kişi­nin kestiği hayvanın eti yenilmez. Ama unutarak besmeleyi terk eden kişi­nin kestiği hayvanın eti yenilebilir.

Şâfiîler: Kesilen hayvanların etlerinin helâl olması için ke­sim esnasında besmele çekilmesi şart değildir. Keserken kasıtlı olarak bes­mele çekmeyen kişinin kestiği hayvanın eti yenilebilir. Ama besmeleyi kasten terk etmek mekruhtur. Etinin yenmesi haram olanlar, Allah’tan başkasının adına, sözgelimi putlar için kesilen hayvanlardır.[14]

Şafiilerde kişinin izni olmadan onun adına kurban kesmek veya ölenin vasiyeti olmadan onun adına kurban kesmek caiz değildir.[15]

Vaktinde Kesilmeyen Kurban

Vaktinde kesilemeyen kurbanlar, ya bizzat kendisi veya onun kıymeti tasadduk olunur.

Binefsihi kurban edilmesi istenilen koyun, kurban günlerinde kur­ban edilmezse, o günler geçince, bizzat o koyunun tasadduk edilmesi gerekir. Bu koyunun sahibi, ister zengin olsun, isterse fakir olsun fark etmez.

Keza zengin bir kimse, kurban kesmek üzere, bir koyun alır ve onu kesmeden kurban kesme günleri çıkarsa; onun bedelini tasadduk eder veya bizzat o koyunu tasadduk eder.[16]

Alınan Kurbanın Değiştirilmesi

Bir adam kurban kesmek için bir koyun satın alıp diliyle de onu kendine vacip ettikten sonra, başka bir kurban daha satın alsa; İmam Ebû Hanife (R.A.) ve İmam Muhammed (R.A.)’e göre, önceki aldığını sat­ması caiz olur. Her ne kadar, ikinci alınanın kıymeti, birinciden nok­san olsa bile, bu böyledir. Yalnız, aradaki farkı tasadduk eder. Çünkü öncekini, kendisine diliyle vacip kılmış, öncekinin maliyetini, Al­lah için kurban saymıştır. Ondan kendisi için bir fazlalık ayıramaz. Bunun içindir ki, o fazlalığı tasadduk eder.[17]

Kurban Etinden Yemek

Kurbanın etinden yemek müstehaptır.

Efdâl olam ise: Üçte birini tasadduk eylemek; üçte birini akraba ve yakın dostlarına, ziyafet çekmek; üçte birini de kendi ailesi için bı­rakmaktır. Kurban etini zengin de, fakir de yiyebilir. Bedâi’de de böyledir.

Kurban kesen zat, onun etinden dilediği kimseye verebilir; ister zen­gin, isterse fakir ister müslüman isterse zimmî olsun fark etmez.

Bir kimsenin, kestiği kurbanın tamamının nefsi için bırak­ması da caizdir.

Kurban etini, evinde üç günden fazla bırakmakta bir beis yoktur.

Ancak adam aile sahibi olur ve zengin değilse efdâl olanı, çoluk çocuğu için bırakıp, onların et ihtiyacını genişliğine karşılamaktır. Bedâi’de de böyledir.[18]

Şafii mezhebinde Sahih olan görüşe göre birazını tasadduk etmek farzdır.[19]

Kurban etini başka bir yere göndermek

Hanefiler: normal şartlarda Kurbanı veya Kurban etini başka bir yere nakletmeyi mekruh görürler. Ancak o bölgedeki insanlar fakir veya Kurban kesenin akrabaları ise bu kerahet ortadan kalkar.

Şafiiler: Zekatta olduğu gibi Kurban veya Kurban etini Kasır mesafesinin dışına çıkarmak caiz değildir.[20]

Ölü Adına veya Başkası Adına Kurban Kesmek

Hanefiler: ölü adına kurban kesmeyi caiz görürler. Eğer o kimse ölmeden ondan izin alarak bunu yaparsa o kestiği kurbandan yiyemez. Ancak kendisi onun yerine hayır olsun diye keserse dilerse yiyebilir. Bir kimse başkasının yerine ondan izin almadan da kurban kesebilir.

Şafiiler: Ölü adına kurban kesmek ancak onun vasiyeti olursa caizdir. Aksi halde caiz değildir. Başkasının adına ise onun izni olmadan kestiği kurban, Kurban ibadeti yerine geçmez.[21]

Daha geniş bilgi için TDV İslam Ansiklopedisi Kurban bahsine bakınız.

[1] Hazırlayan: Murat Padak

[2] Bkz. Nevevi’nin Minhac adlı eseri

[3] İslam Fıkhı, Zuhayli

[4] İslam fıkhı, Zuhayli

[5] Diyanet İslam İlmihali

[6] İslam Fıkhı, Zuhayli

[7] Bkz. Delilleriyle Büyük Şafii İlmihali, Kadı Ebu Şuca’

[8] Diyanet Vakfı İlmihali

[9] İslam Fıkhı, Zuhayli

[10] İslam Fıkhı, Zuhayli

[11] İslam Fıkhı, Zuhayli

[12] İslam Fıkhı, Zuhayli

[13] Feteva-i Hindiyye

[14] Abdurrahman El-Cezeri, Dört Mezhebe göre İslam Fıkhı

[15] Nevevi, Minhac

[16] Feteva Hindiyye

[17] Feteva Hindiyye

[18] Feteva Hindiyye

[19] İslam Fıkhı, Zuhayli

[20] İslam Fıkhı, Zuhayli

[21] İslam Fıkhı, Zuhayli

Murat Padak

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz